İnsanların çoğu, geleceklerinin ürkütücü ve
karamsar olduğunu düşünüyor. Peş peşe gelen
krizler, ekonomik sıkıntılar, yanı başımızda
patlak veren savaşlar insanları karamsarlığa
itiyor. Bu yüzden bilinmez geleceğimizin iyi
sonuçlanmayacağını düşünüyoruz.
Unutulmaması gereken bir gerçek var! Her şey
algılamayla ilgili. Olumlu sonuçlar i
stiyorsak, algılama yöntemlerimizi de
değiştirmeliyiz. Geleceği korku temelli
algılamaya devam edersek, endişe ve stresten de
kurtulamayız. Tüm planlarımızı ve hedeflerimizi
de askıya almak zorunda kalırız. Peki, algımı
nasıl değiştireceğim. Ne yaparsam gelecek benim
için umut vaad edici olur. Yaşam kalitemi nasıl
arttırabilirim?
Hayatımızın kontrolü bizde. Allah’ın tüm
insanlara verdiği ‘cüzi irade’ ile
seçimlerimizi biz yapıyoruz. Yol ayrımına
geldiğimde, kararı irademle ben veriyorsam,
hayatımı da cüzi irademe göre ben yönetiyorum
demektir. Burada yanlış anlaşılmak istemem.
Bizi yaratan, yaşatan, rızıklandıran şüphesiz
Allah’tır. Allah bize verdiği cüzi irade ile;
yaptığımız her şeyin iyi veya kötü mükafatını
göreceğimizi de bildiriyor. Seçimleri biz
yapıyoruz, bu durumda iyi veya kötü yolu tercih
etme yetkisini de biz tercih ediyoruz.
Ne kadar kontrollü davranırsak, gelecekten o
kadar umutlu oluruz. Seçimlerimizin kalitesi,
yaşam tarzımızla ilişkilidir. Önümüze çıkan
seçenekler arasından bir seçim yaptıktan sonra,
diğer tüm seçenekleri de hayatımızdan çıkartmış
ve arkamızda bırakmış sayılırız.
Bu gün bir çok öğrenci, üniversite de istediği
bölüme giremiyor. Yeni mezunlar ise, okuduğu
alanda çalışmak istemiyor. Sonuç, mutsuz bir
toplum. Şu bir gerçek ki; homurdanmak, şikayet
etmek hiçbir zaman çözüm olamaz. Sadece;
severek ve işbirliği yaparak hayatımızda olumlu
etkiler ortaya çıkartabiliriz.
Hayatımız boyunca düşünce tarzımızı hiç
değiştirmeden, aynı şekilde düşünmeye ve
yaptıklarımızı yapmaya devam edersek; her zaman
elde ettiğimiz aynı sonuçlara ulaşırız. Yani
diğer bir deyişle, bir şeyler değiştirmek
istiyorsak, hep aynı sonucu almaktan
sıkıldıysak, önce düşünce tarzımızı sonra da
eylemlerimizi değiştirmeliyiz.
Hayatımızda bir sıçrama yapmak için, bakış
açımızı değiştirmeliyiz. Örneğin tek başına
zararsız olan iki kimyasal madde, bir araya
geldiğinde inanılmaz bir enerji ortaya
çıkartıyor. Bizimde hayatımızda mevcut olan ve
bir sıçrama yapmamızı sağlayacak duygu, düşünce
ve davranışları bulup bir araya getirmemiz
gerekiyor.
Evrendeki tüm olaylar, nasıl gördüğümüze bağlı
olarak değişir. Defterinize kocaman bir ‘C’
harfi çizin. Bu iç bükey mi, yoksa dış bükey
mi? Dışarıdan bakarsanız dış bükey, içeri
bakarsanız iç bükey. Nasıl bakarsak öyle
görürüz. Ne görürsek ona inanırız.
Zihin haritası denen bir kavram var.
Hedeflerimize ulaşmak için bir takım yollar
belirleriz. Öyle bir yere geliriz ki, çıkış
bulamayız. Daha sonra bu hedeften sonsuza kadar
vaz geçeriz. Ama şartlar değişiyor. Hayat
değişiyor. Dün imkansız olan şey, bu gün mümkün
olabilir. Zihin haritamızı güncel tutarak,
hedeflerimizi gereği kadar esnek belirlersek,
yolumuzu da kaybetmeyiz, hedeflerimizden de
sapmamış oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder